Copyrights @ Journal 2014 - Designed By Templateism - SEO Plugin by MyBloggerLab

cilt bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cilt bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Nisan 2014 Pazartesi

, , , , , , , , , ,

Kuru ciltleri nemlendiren ev yapımı maske

Kışın soğuk havalarda daha fazla kuruyarak pul pul dökülen cildinizin yağ dengesini sağlayarak nemlendiren doğal meyve aromalı cilt bakım maskeleri. Evde kolayca hazırlayacağınız bu doğal maskelerle cildinizi hem nemlendirin hem de şımartın.
Kuru ciltleri nemlendiren ev yapımı maske
Özellikle kışın soğuk günlerinde daha fazla kuruyarak cildin tahriş olmasına neden olan kuru ciltler, B vitamini bakımından beslenerek cildin yağ dengesi sağlanmalıdır. İşte kuru ciltleri nemlendiren doğal maske tarifleri.

Suna Dumankaya'dan nemlendirici maske tarifi

1 çorba kaşığı yaş maya, 1 çay kaşığı yoğurt,1 çay kaşığı bal, 2 tane siyah üzümün suyu ve yarım limonun suyunu karıştırıp krem kıvamına getirin. Yüzünüze, boyun ve dekolte bölgesine de uygulayabileceğiniz bu karışımı bir kat sürüp kurumasını bekleyin. Ardından bir kat daha sürüp 20 dakika beklettikten sonra durulayın. Suna Dumankaya tarafından paylaşılan bu özel cilt bakım maskesi ile cildin nem ihtiyacını karşıyarak hem daha yumuşak hem de daha gergin ve pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz.


Kırışıkları önleyen çilek maskesi

1 su bardağı ezilmiş çilek, 1 yumurtanın sarısı, 3 yemek kaşığı zeytinyağı, 3 yemek kaşığı yulafı karıştıp yüzünüze masaj yaparak sürün. 20 dakika beklettikten sonra ılık suyla yıkayın. Kuruyan ciltlerde göz çevresinde oluşan kırışıklıkları önleyerek cildi gerginleştirir.

Cildi yenileyen ahududu maskesi

1 avuç ezilmiş ahududu, 1 tatlı kaşığı üzüm pekmezi, 2 yemek kaşığı süt kremasını karıştırıp yüz ve boyun bölgesine uygulayın. 15 dakika beklettikten sonra durulayın. Ayda 1 defa uygulayacağınız bu maske sayesinde pul pul dökülen deriniz yumuşak ve pürüzsüz bir görünüme kavuşacaktır.

9 Eylül 2013 Pazartesi

,

Cildinizin yaşlanmasına izin vermeyin

Zamana Karşı Direnmek İsteyenlerin En Büyük Silahlarından Biri: Cilt Gençleştirme Operasyonları…

Nüfus cüzdanınızda her yıl bir yaş daha büyüyen yaşınıza rağmen cildinizi bir yaş daha gençleştirmek istiyorsanız alternatiflerden biri de cilt gençleştirme operasyonları…

Cilt gençleştirme operasyonları ile ilgili merak edilenleri Hisar Intercontinental Hospital Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Özdemir’e sorduk.

Cildimiz neden ve nasıl yaşlanır?
Yaş ilerledikçe ciltte kırışıklık, sarkma, lekelenme gibi bir takım değişiklikler olur. Oluşan bu cilt değişiklikleri çevresel faktörler, genetik faktörler, beslenme ve diğer faktörlerle ilişkilidir. Başlı başına en büyük faktör ise güneş ışığına maruz kalmaktır. Vücutta bulunan doğal pigmentler, güneş ışığına bağlı cilt yaşlanmasına karşı kısmi koruyucu etki yapar. Bu nedenle mavi gözlü, açık tenli insanlarda yaşlanmaya bağlı cilt değişiklikleri, koyu tenli ve daha fazla pigmentli insanlara göre daha fazla görülür.

Yaşlanan cildin belirtileri nelerdir?
*Yaşlanan cildin en üst tabakası olan epidermis incelir.
*Pigment içeren hücrelerin (melanositler) sayısı azalır.
*Kalan pigment hücrelerinin büyüklüğü artar. Bunun sonucunda cilt daha ince daha soluk ve daha şeffaf görüntü kazanır. Güneşle temas eden alanlarda yaşlılık lekeleri, çiller gibi büyük pigmente lekeler oluşur.
*Cildin bağ doku elemanlarındaki değişiklikler nedeniyle cildin kuvveti ve elastikiyeti azalır. Özellikle güneş temas eden ciltte daha sık görülür.
*Cildin alt tabakası olan dermisteki damarların kırılganlığının artmasıyla cilt altı kanamalar, morarmalar artar.
*Bayanlarda menopoz sonrası ve erkeklerde daha ileriki yaşlarda, ciltte özel ter bezleri olan sebase bezlerin salgısı azalır ve cildi nemli tutmak zorlaşır. Bu da beraberinde ciltte kuruluk ve kaşıntıyı getirir.
*Saç ve kıl azalması olur. Bazı yerlerde istenmeyen kıllanma artışı izlenebilir.
*Saçlar ve kıllar önce grileşir sonra beyazlaşır.
*Cilt altı yağ dokusu tabakası incelir. Böylece cilt zedelenmelere karşı daha açık ve vücut sıcaklığını düzenlemek daha zor olur. Ter bezleri salgısının azalması da vücut sıcaklığı düzenlenmesini zorlaştırıcı bir etkendir.

Bu değişiklikler her insanda farklı oranda ve yaş dilimlerinde izlenir.

Tüm bunların sonucunda ciltte kuruluk, kırışıklıklar, sarkmalar ve lekeler ana yaşlanma belirtileri olarak gözlemlenir. Doğal yaşlanma belirtileri yanında diyabet, karaciğer hastalığı, kalp hastalığı, damar hastalıkları, obezite, stres, kimyasallara maruz kalmak, iklim değişiklikleri, alerjiler farklı cilt değişiklikleri yapabilir.

Cilt gençleştirmeye yönelik estetik müdahalelerden önce yapılabilecekler nelerdir?
Cildi gençleştirecek estetik müdahaleler öncesi cildinizdeki yaşlanma belirtilerini mümkün olduğunca önlemeye çalışmanız daha önemlidir. Stresten uzak durma, var olan hastalıkların tanı ve yeterli tedavisinin yapılması, dengeli beslenme yanında yaşlanma belirtilerinin en önemli risk faktörü olan güneş ışığından korunmak da çok önemlidir. Bu amaçla;

Bronzlaşmaktan ve solaryumdan sakının.
Güneş ışığının en kuvvetli olduğu 10.00- 16.00 saatleri arasında güneş altında kalmayın.
Güneşin hem UVA hem de UVB ışınlarından koruyucu en az 30 SPF olan kremler kullanın.
Dışarıya çıkarken, şapka, eldiven ve güneşten koruyucu kıyafetler tercih edin.

Cildi gençleştirmek için uygulanan estetik müdahaleler nelerdir?
1. Botoks enjeksiyonu
2. Dolgu maddesi enjeksiyonu
3. Peeling (cilt soyma)
   a. Kimyasal peeling (cilt soyma)
   b. Lazer peeling
   c. Dermabrazyon (mekanik soyma)
4. Hiperbarik oksijen ve ozon tedavisi
5. Cerrahi yöntemler

Özellikle yüz bölgesi kırışıklıkları tedavisinde botoks ve dolgu maddeleri tek başına veya birlikte kullanılabilir. Dolgu maddeleri hyaluronik asit, kolajen, hidroksiapatit veya polimetilmetakrilat yapılı olabilir. Bunun yanında insanın kendi dokularından elde edilen yağ enjeksiyonu, kök hücre enjeksiyonu, PRP (Platelet rich plazma) ve çeşitli doku kokteylleri de genç bir cilt görünümü sağlamak için kullanılır.

Kırışıklıklar, lekeler, sivilce izleri ve gözenekler için çeşitli cilt yenileme teknikleri kullanılmaktadır. Burada amaç pürüzlü üst cilt tabakasını kaybedip daha sağlıklı, pürüzsüz, parlak, lekelerin kaybolduğu ve nemli bir cilt elde etmektir. Kimyasal peeling için en çok glikolik, laktik ve meyve asitlerini içeren "Alfa Hidroksi Asitleri (AHA)" tercih edilmektedir. AHA, meyvelerden ve diğer besinlerden elde edilen doğal asitlerdir ve yüzeysel peeling maddesi olarak kullanılır.

TCA (trikloroasetik asit) ile orta derinlikte, Fenol (karbolik asit) ile daha derin peeling yapılır, bu tedavi metodları daha farklıdır. Uzman doktor tarafından uygulanılması gereklidir.

Lazerle cilt gençleştirme işlemi nasıl yapılır?
Lazerle cilt gençleştirmede ise Pulsed dye-lazer, fraksiyonel karbondioksit lazer ve Q-switch Nd: YAG lazerler en sık kullanılan lazerlerdir. Bu amaçla kullanılan lazerler 2 yöntemle etki gösterirler:

Ablatif tip gençleştirme lazerleri: Uygun bir derinlikte kontrollü bir şekilde cildin üst tabakasını soyarak etki ederler.  Bu cilt yenileme tekniği ile cildin yüzeysel tabakaları ısıtılır. Aynı anda doku içindeki su buharlaşır. Cildin yıpranmış ve yaşlı görünmesine neden olan üst tabakaları tahrip olur. Bunun sonucunda kolajen üreten hücrelerin aktivitesi artar, yeni kolajen ve hücreler arası destek yapı proteinleri oluşur ve tamamen yeni bir cilt yapısı ortaya çıkar.

Nonablatif tip gençleştirme lazerleri: Non-Ablatif (Ablatif olmayan) lazerlerin enerji düzeyleri daha düşüktür ve cilt yüzeyinde herhangi bir tahribata yol açmazlar. Termal hasarı dermal tabakalarda yaparlar ve derinin en dışındaki tabaka (epidermis) korunur. Nonablatif lazerle cilt gençleştirme yönteminde epidermis tahrip olmaz. Cilt altı doku uyarılarak yeniden yapılandırılır.
Non-ablatif lazerle cilt gençleştirme yöntemi yüzün yanı sıra, boyun, göğüs, kollar, eller, bacaklar ve ayaklarda da uygulanabilir.

Cilt gençleştirmede kullanılan başka yöntemler var mı?
*Dermabrazyon, peeling işleminin mekanik olarak lokal anestezi altında yapılmasıdır. Amaç daha pürüzsüz ve az kırışık bir cilt elde etmektir.
*Hiperbarik oksijen tedavisi insanın hem zindeliğini artıran hem de hücre yenilenmesini sağlayan doğal bir doping yöntemidir. İyileşmeyen cilt yaraları ve pek çok hastalığın tedavisinde de kullanılan bu yöntem gençleşmek için de kullanılabilir.
*Ozon terapisi de cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla kullanılır.

Cilt gençleştirmede cerrahi tedavinin yeri nedir?
Her türlü medikal tedaviye rağmen bazı kırışıklıklar, cilt sarkmaları ve lekeler cerrahi tedavi gerektirebilir. Bu takdirde yüz germe (face lift), boyun germe (neck lift), kol germe (brakioplasti), uyluk germe (thigh lift) gibi cerrahi işlemleri yapılır.

Son dönemde ilgi görmeye başlayan cilt gençleştirme alanlarından biri de el estetiğidir. Özellikte el derisi estetiği için, kimyasal soyma, lazerle cilt yenileme, yağ dokusu enjeksiyonları yapıyoruz. Yüzeysel mavi damarlar ise skleroterapi denilen enjeksiyon yöntemi ile yok edilebilir.

3 Eylül 2013 Salı

,

İşte cilt bakımı için inanılmaz iksirler


Cilt yatıştırıcı Oğulotu (melisa)-Aynısafa çiçeği banyosu

3 yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış Oğulotu (melisa) ve 3 yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış Aynısafa çiçeğini ,1 litre kaynar su ile haşlayın, üstünü kapatarak 15 dakika demlendirdikten sonra süzün ve banyo suyunuza ekleyin. Banyonun ardından sıcak su ile duş alın.

Kuru ve olgun ciltler için Bal-süt-tuz banyosu

Kuru ve olgun ciltler için banyo küvetini doldururken 100 gr deniz tuzu serpiştirin. Bu sırada 1 litre sıcak sütün içinde 250 gr çiçek balı eritin ve banyo suyunuza ilave edin.

Banyo suyunu iyice karıştırın. Banyonun ardından sıcak duş alın ve hafifçe kurulanın.

Kırışıklıklar için Süt-bal banyosu

Kırışıklar için 2 bardak ılık süt ile 2 yemek kaşığı dolusu balı iyice eritin, 1 tatlı kaşığı badem yağını ilave edin ve kapalı bir kavanozda iyice çalkaladıktan sonra banyo suyunuza ekleyin ve banyo suyuna karıştırın.

Banyonun ardından sıcak duş alın ve hafifçe kurulanın.

Kuru deri için Yağ-süt banyosu

Kuru ciltler için1 bardak ılık süt ve bir yemek kaşığı zeytinyağını, kapalı bir kavanozda iyice çalkaladıktan sonra banyo suyunuza ekleyin.

Banyonun ardından sıcak duş alın ve hafifçe kurulanın.Yağ banyosu, kuru deri için 50 ml bademyağını ya da zeytinyağını sıcak banyo suyunuza eklenir ve iyice karıştırın.

Banyo yaptıktan sonra, cildinizin üzerinde kalan suyu elinizle sıyrın ve kalan hafif yağ filmini masaj yaparak cildinize yedirin.

Kuru ve duyarlı ciltler için Yağsız süt banyosu

Yağı alınmış 2 litre sütü banyo suyuna ilave ederek, suyu iyice karıştırın. Banyodan sonra ılık bir duş alın ve hafifçe kurulanın.

Eğer cildinize banyodan önce 2 yemek kaşığı dolusu zeytinyağını yedirerek sürülürse, süt banyosu kuru deri için çok daha etkili olur.

Banyo suyuna ilave edilen 1 bardak aynısafa çayı da cildinizi ayrıca yatıştırır.

Yağlı ciltler için Elma sirkesi banyosu

Yağlı ciltler için ¼ litre elma sirkesini banyo suyuna ilave edin. Banyodan sonra duş almayın, sirkeli su derinizin üzerinde kurumalıdır. Ardından, yağlı olmayan bir nemlendirici vücut losyonu uygulayın.

Banyo suyunuza ekleyeceğiniz 8 damla lavanta yağı, antiseptik etkiyi arttırır ve ruhsal bakımdan dengeleyici ve yatıştırıcı etki yapar.

Ebegümeci banyosu sivilceli ciltler için

İltihaplı, sivilceli ciltler için 50 gr kurutulmuş ya da 100 gr taze ebegümeci çiçeği ve yaprağı ince ince kıyılarak, 2 litre kaynar su ile haşlanır, soğuyana kadar demlendirilir, süzülerek banyo suyuna ilave edilir.

Kan dolaşımını hızlandırmak için banyodan sonra vücut orta sertlikte bir fırçayla fırçalanır.

Yağlı ciltler için bitki banyosu

Cildiniz yağlı ise;150 gr mayıs papatyası ya da civanperçemi, eğer cildiniz sivilceli ise 150 gr kuru nane ya da atkuyruğu kullanın.

Bitkileri 1 litre kaynar su ile haşlayın ve soğuyana kadar demlendirdikten sonra süzün ve banyo suyunuza ekleyin.

Çamur Banyosu ile derinlemesine cilt temizliği

Vücuda sürülen çamur, yaklaşık 45 dakika bekletilir. Kuruyan çamur, deriyi gerer ve gözenekleri temizler. Bazı dillerde “moor” yani iyileştirici toprak olarak da adlandırılan çamur banyolarının çeşitli vitamin ve doğal antibiyotik içerenleri de bulunuyor.

Parafin Banyosu ile Portakal kabuğu görünümüne son

Cildi canlandıran E vitamini içerikli parafin banyosu, kan dolaşımını hızlandırır, cildin gözeneklerini açar ve toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.

Böylece vücut, su kaybederek değil, parçalanmış selülit ve yağ olarak toksinleri dışarı atar. Parafin banyosu için mutlaka bir uzmana danışmanız tavsiye edilir.

Buhar Banyosu hem vücudu hem de ruhu canlandırır

Buhar banyosu yapmak için, kaynar suyu açarak yaklaşık 10 dakika süre ile akıtın. Bu sırada mümkün ise küvetin etrafındaki perdeyi veya kapıyı sıkıca kapatın.

Suyu da kapattıktan sonra, buhar ile dolan banyonun içine girin ve buharın cildinizi rahatlatmasına izin verin.

Bal Banyosu Kuru ciltler için ideal

Plastik su şişesine bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı koyduktan sonra çalkalayarak karıştırın. Bu köpükle vücudunuzu ovduktan sonra ılık su ile durulayın.
Süt banyosu; cildinizi derinlemesine temizlenmesini sağlar, epidermis tabakasının hassasiyetine zarar vermediğinden cildinizi kurutmaz.
Tuz; ciltden ölü derinin atılması için yardım eder.
Bal; canlandırıcı etkisi ile haftada bir kere kullanıldığı zaman cildinize ferahlık verir.


19 Ağustos 2013 Pazartesi

,

Hayalinizdeki Dudaklara Kavuşun

Rujun en sevilen makyaj malzemesi olmasına şaşırmamak gerek! Çünkü ruju sihirli bir değnek gibi kullanarak dudaklardaki kusurları kapatabilirsiniz.

Dudaklarınızın çok daha dolgun ve ışıltılı görünmesini mi istiyorsunuz? Kozmetiklerinizi hazırlayın ve hayalinizdeki dudaklara kavuşun.

Doğru baz: Fondöteninizi her zaman dudaklarınıza da uygulayın. Nötr renkli bazın üzerinde rujunuzun rengi öne çıkacaktır. Özelikle açık renk rujlarda bu daha önemlidir. Diğer bir getirisi de, kırışıklıkların ortadan kaybolması!

Dudak çevresi: Rujunuzla aynı renk veya bir ton açık dudak kalemiyle dudaklarınızın dış kenarlarını çizin. Böylece rujunuz için bariyer oluşturmuş olacaksınız.

Ruju özenle sürün: Ruju küçük ve sert bir dudak fırçasıyla sürün. Bu şekilde hem daha dikkatli sürmüş olur, hem de rengi daha kolay işleyebilirsiniz. Ayrıca rujunuz daha kalıcı olacaktır. Rujunuzu sürerken kalemle çizdiğiniz dış çevrenin üzerinden taşırmamaya özen gösterin.

Hafifçe sabitleyin: Fazla gelen boyayı alarak kalıcılık sağlayın. İnce bir kağıt mendili dudaklarınıza bastırın, kısa bir süre bekletin ve çekin.

Parlatıcı: Dudaklarınızın tatlı bir ışıltıya sahip olmasını istiyorsanız, kenarlarını çizip içini boyadığınız dudaklarınızın üzerine bir parça parlatıcı sürün.

Tekrar üstünden geçin: Kağıt mendili dudaklarınıza bastırdıktan sonra üzerinden tekrar rujla geçebilirsiniz. Bu işlem rengi güçlü kılacaktır.

Kusurlarınızı Kapatın

Dudaklar çok inceyse: Ruju taşırmış etkisi yaratmadan daha dolgun görünen dudaklar için bazı hileler var: Dudak kalemi ile yumuşak bir hat çizin ve dudaklarınızın köşe kıvrımlarını da boyayın. Sonra ruj fırçası ya da parmağınızla dudağınızın ortasına doğru rengi dağıtın veya daha açık renkte bir rujla üzerinden geçin.

Dudaklar asimetrikse: Üst dudağınız ince ve alt dudağınız dolgunsa, sadece üst dudağınızın kenarlarını çizin. Kalemi dışarı taşırmayın, bu çoğu zaman yapay bir görünüm verir. Alt dudağınızı çerçevelemeyin. Sonra da her zamanki gibi rujunuzu sürün.

Ağzınız büyükse: Ağzınızı biraz daha büyük ya da küçük mü göstermek istiyorsunuz? Bu mümkün, ama abartmayın. Hileye başvururken size yardımcı olacak malzemeler: Dudak kenarına kapatıcı krem ve doğal hatların üzerinden yeni bir çerçeve çizeceğiniz dudak kalemi. Dudaklarınızın daha az dolgun görünmesini istiyorsanız mümkün olduğunca mat, dikkat çekmeyen renkler kullanın. Kalemle dudak çizgilerinizi düzeltip içini boyayın veya dudak pudrası kullanın.

Ruj kalıntıları: Makyajınız bittiğinde rujunuzun diş üzerinde kalıntı bırakmasını istemiyorsanız kağıt mendilinizi parmağınıza dolayın ve ağzınıza sokup dudaklarınızı kapatın. Bu işlem fazla boyayı alacaktır.

Rujunuz pastel tonlarındaysa: Dudak kaleminizin rengi mutlaka açık olmalı. Aksi halde ruj yerine dudaklarınızın çerçevesi ön plana çıkacaktır.

Makyajla aranız yoksa: Hiç olmazsa rujunuzu eksik etmemeye çalışın. Böylece yüzünüze tatlı bir ışıltı gelir.
,

Göz çevrenize iyi bakın

Cildimizin en hassas bölgesi olan göz çevresi, yaşlılık belirtilerinin de kendini ilk gösterdiği bölge. Göz çevreniz için kullanacağınız doğru ürünlerle yaşlılık belirtilerini en aza indirebilirsiniz!

Göz çevresi önemlidir! Çünkü yaşlılık belirtisi önce göz çevresinde kendini hissettirmeye başlar. Mimiklerle birlikte daha da belirginleşen ince çizgiler, yaş ilerledikçe ortaya çıkan kaz ayakları, torbalanmalar, yorgunluk izleri vs...

Bütün bunların üzerine bir de hassasiyeti eklenirse, göz çevresi bakımı daha da önem kazanıyor. Clinique Ürün Geliştirme Bölüm Başkan Yardımcısı Debbie D’Aquino, göz çevresi hakkında sorularımızı yanıtladı. D’Aquino, öncelikle göz çevresinin neden hassas olduğunu anlattı: “Cildin diğer bölgelerinden çok daha incedir. Ayrıca bu bölgede daha az yağ bezi olduğundan kuruluk ve nemsizliğe daha yatkındır, diğer bölgelerde görülen doğal esneklik burada daha az görülür. Göz çevresi sürekli hareket halinde olduğundan sorunların ilk ve en sık görüldüğü bölgedir.”

Doğru ürün kullanın 
D’Aquino, “Herkes göz çevresinde ilk kuruluk-nemsizlik belirtilerini görmeye başladığı andan itibaren uygun bir göz kremi kullanmalı” diyor. Doğru antioksidanlarla zenginleştirilmiş bir göz kreminin yaşlanma belirtilerini önlemeye yardımcı olduğunu belirten D’Aquino, antioksidanların yanında kolajen dokusunu ve nem bariyerini destekleyici içeriklerin çizgilerin önlenmesinde anahtar bir rol oynadığının altını çiziyor.

Kaşımayın, kısmayın!
Göz çevresinde sorunlara neden olabilecek bir diğer faktör de cilt temizleyicileridir. Bu temizleyiciler, göz çevresiyle temas ettiğinde genelde hassasiyete neden olabilirler. Bu nedenle cildiniz için hassas temizleyicileri tercih edin ve göz çevrenize getirmemeye özen gösterin. Ayrıca yüzünüzü yıkarken cildinize çok fazla baskı uygulamayın. Fazla baskı ciltte ince çizgi ve kırışık oluşumunu destekler. Ayrıca gözünüzü kaşımaktan ve kısmaktan kaçının, çünkü bunlar çizgi ve kırışık oluşumuna neden olur.
,

Otuzlu yaşlarda cilt sağlığı için dikkat

Hayatın dönüm noktalarından olan otuzlu yaşlarda; yılların izleri yüzümüzde belirmeye başlar. Bu durumda panik yapmak yerine, bazı önlemler alarak ve doğru bakım yöntemleri uygulayarak, yaşlılık izlerine dur diyebilirsiniz!

Yaşlanmayı geciktirmek için antiaging ürünlere başlayın, antioksidan içerikli kremler kullanın. Geceleri meyve asidi içerikli kremler sürmeden uyumayın! Erken kırışıklıkların yerleşmesini peelingle durdurun, sarkan cildinizi mezoliftingle toplayın… Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; hem ruhsal hem de fiziksel açıdan önemli bir dönüm noktası olan otuzlu yaşlardaki cilt bakımının püf noktalarını anlattı.

Ruhu da etkiler cildi de
Otuzlu yaşlar; hayatın önemli bir dönüm noktası. Hayatın sorumlulukları bu yaşlarda artar; yoğun iş temposu, evlilik düzeni ve çocuk yetiştirme arasındaki dengeyi düzene koymak için zorlu bir mücadele verilir. Dönüm noktasının olduğu otuzlu yaşlarda yaşlanma belirtileri de görülmeye başlar.

Ciltte birtakım değişiklikler gözlenir. Ancak alınacak bazı önlemlerle yaşlanma süreci geciktirilip,  kişinin kendisini daha iyi hissetmesi sağlanabilir; bu ruh hali hayata karşı daha güçlü mücadele verilmesine de katkı sağlar.

Cildiniz kurur korkmayın
Ergenlik dönemi boyunca devam eden yoğun yağlanma ve akne sorunu ilerleyen yıllarda azalmaya başlar, cildin yağ salgısı ve nem salgısında azalma görülür. Bu da otuzlu yaşlarda, kişilerin daha az yağlı ve daha nemsiz bir cilde sahip olmasına neden olur.

Ergenlikteki güneş olgunlukta leke demek
Cilt lekeleri kendini gösterir
Ergenlik döneminde bilinçsizce yoğun güneşe maruz kalınması bu yaşlarda ciltte etkisini gösterir. Kılcal damar genişlemeleri, cilt lekeleri belirmeye başlar. Ergenlik döneminde solaryuma girenlerde bu sorunlar daha belirgin olarak gözlenir. Yaşa bağlı olarak ciltte kollajen ve elastin salgısında azalma başlar ki
kırışıkların başlamasının ana nedeni bu maddelerin azalmasıdır.

Doğru ürünleri seçin
Otuzlu yaşlara merhaba diyenler, öncelikle kullanmış oldukları günlük bakım ürünlerine dikkat etmeliler. Cilt yapısına uygun olan bir temizleyiciyle cilt temizlendikten sonra, nemlendirici kullanılmalı. Yağlı cilt yapısına sahip olanlar, cildi kurutucu bir temizleyici tercih etmeli. Kuru cildi olanların da deriyi kurutmayan bir ürünle ciltlerini temizlemeleri gerekir. Tonik tarzı ürünler kuru cilde sahip olan kişiler önerilmezken, yağlı cildi olanlara tonik kullanımı uygun olur.

Şimdi antiaging zamanı
Kreminiz koruyucu olsun
Kullanılacak nemlendiricinin yağlı cildi olanlarda hafif olmasına, kuru cilde sahiplerde ise yoğun yağ ve nem içermesine önem gösterilmeli. Nemlendiricide güneş koruyucu bulunması, güneşten kaynaklanan lekelerin tedavisi açısından faydalı olur.

Antioksidan kremi iyi gelir
Yaşlanmayı geciktirmek amacıyla kullanılacak antiaging ürünlerde; vitamin C, vitamin A, koenzim Q ve meyve asidi içermesine önem verilmeli. Otuzlu yaşlar, bu ürünlerin kullanılmasına başlanması açısından uygun bir zaman. Özellikle düzensiz beslenen, sigara içen ve yoğun stres altındaki kişilere antioksidan içerikli kremler önerilir.

Ölü cilt için meyve asidi
Geceleri meyve asitli krem
Meyve asidi içerikli kremler ciltteki ölü tabakanın atılmasını kolaylaştırmanın yanında cilde parlaklık da kazandırır. Özellikle gece kullanımları tavsiye edilir. Gündüz kullanılacaklarsa da, arkasından güneş koruyucu sürülmeli. Göz çevresinde erken yaşlanma belirtilerinin hafifletilmesi amacıyla dermokozmetik
ürün kullanıma başlanmalı.

Kırışıklıkları durdurun
Otuzlu yaşlar peeling uygulamaları için çok uygun bir zaman. Peeling hem oluşmaya başlayan erken kırışıklıkların yerleşmesini durdurur, hem de ciltte bulunan lekelerin tedavisini sağlar. Özellikle derin yerleşimli olduğu düşünülen lekelerde peeling işlemi,  krem tedavisiyle birlikte iyi bir tedavi yöntemi.

Peelingle yıllara meydan okuyun
Peelinginiz de meyveli olsun
Peelingin üst tabakadaki hücrelerin soyularak atılmasını ve alttan sağlam canlı deri gelmesini sağlar. Peeling iki ya da üçer hafta arayla dört ile altı seans arasında yapılır. Peeling işlemi için kullanılacak asidin gücü, kişinin cilt yapısı ve mevcut olan soruna göre belirlenir.

Güneşten korunun
Peeling sonrası ciltte kızarıklık, hafif kabuklanma, kepeklenme gibi bulgular gözlenebilir. Bu bulgular birkaç günde nemlendiriciler ile hafifler. Peeling sonrası yeni gelen deri güneşe karşı çok hassas olacağından, güneşten korunmak çok önemli. Güneş koruyucu kullanımına tedavi sonrası da devam edilmeli.

Mezoliftingle gençleşin
Sarkan cilde neştersiz önlem
Otuzlu yaşlarda ciltte görülmeye başlanan sarkma, elastikiyet kaybı ve kırışıklıklar, mezolifting ile tedavi edilebilir. Cildi yenileyen antioksidanlar, vitaminler ve mineraller, cilde nem kazandıran hyarülonik asit maddesi minik iğnelerle cilt altına enjekte edilir. Cilt nemlenmiş, parlak görünüm kazanmış ve yenilenmiş olur. Ortalama 4-6 seans, 2-4 haftalık aralıklarla uygulanır.

Boynunuz da kuğu gibi olsun
Yüz dışında boyun, dekolte bölgesi ve eller mezolifting uygulanabilen diğer alanlardır. Ağrısı minimal olduğu için uygulama öncesi lokal anestezik krem uygulanması yeterli olur. Mezoliftingin yan etkisi yok denecek kadar az.

Botoksla çizgilerin yerleşmesini engelleyin
Çizgiler kader değil
Otuzlu yaşlarda hafif belirmeye başlayan çizgiler botulinum toksini ya da bilinen ismiyle botoks işlemiyle tedavi edilir. Bu yaşlarda yapılacak botoks, çizgilerin yerleşmesini engeller. Özellikle yüzün üst kısmı ve göz çevresinde bulunan çizgilerinin ortadan kalkmasında faydalı olur.